Günce : 2 Gün

Alınca - Belceğiz - Bel Köyü

Likya Yolu Hero

2. Gün : Alınca - Belceğiz - Bel Köyü

KARAAĞAÇ KÖYÜ

ALINCA MANZARASI

Sabah 07.00 de horoz sesleriyle güne başlıyorum. Güzel bir köy kahvaltısı sonrası köy evinin bahçesinde günün ilk rehber video çekimini yapıp , Şaban’ın ailesiyle vedalaştıktan sonra Alınca istikametine doğru yola koyuluyorum. Alınca'da Likya Yoluna çıkınca bir süre kıvrılarak inen asfalt yolda ilerliyorum ve muhteşem bir Alınca manzarası beni karşılıyor.15 dk kadar fotoğraf çekimi yaptıktan sonra yol beni Boğaziçi köyüne doğru götürüyor. Hava oldukça güzel ve tarla ve deniz manzarası eşliğinde devam ediyorum.

ALINCA YOLUNDA YALNIZ EV.

ALINCA’YA BAKIŞ.

Bu noktadan sonra Likya Yolu, vadi içerisinden zorluk derecesi yüksek bir şekilde ilerliyor. Genelde tur şirketleri konuklarını riskli ve zor bir etap olduğundan dolayı işaretli Likya Yolu yerine asfalt yol üzerinden götürmektedirler. Zaten işaretli Likya Yolu patikalardan devam ettikten sonra tekrar asfalt yola çıkıyor. Sizlerde tercihe bağlı olarak, özellikle yağmurlu havalarda yolun bu kısmını asfalttan yürüyerek atlayabilirsiniz. Ben yol'un rehber kitabını ve rehber web sitesini hazırladığımdan dolayı işaretli yoldan devam ediyorum. Yol oldukça taşlık, sorunlu bir iniş bir süre devam ediyor. İşaretleri bulmak zaman zaman sorun olabiliyor. Asfalt yoldan oldukça alçalmış durumdayım. Yolun biraz ilerisi uçurum adeta. Ama fotoğraf severler için muhteşem kareler bulacağınız bir nokta.

ALINCA’DAN İNİYORUM

ALINCA’DAN DAĞ MANZARASI

İndiğim vadinin karşı yamacında toprak bir patika yoldan çıkıyorum. 2 km kadar ilerledikten sonra bir sarnıçla karşılaşıyorum. Bu noktada yol ikiye ayrılıyor. İlk alternatif Gey parkurundan ilerlemek ,diğer alternatif ise Sydma antik kenti üzerinden Bel köyüne yürümek. Daha önce yürüdüğüm Gey parkuru kıyıya yakın ilerliyor ve özellikle yağmurlu havalarda oldukça dikkatli olunması gereken bir parkur. Ama bunun yanısıra fotoğraf çekimi için oldukça güzel manzaralar sunuyor. Dağ yamaçlarından zaman zaman kayalıklardan ilerleyen parkur, Bel köyünde sydma parkuru ile birleşiyor. Gey parkurunu yürümek isteyenler, rehber kitabımızda bu parkurun geniş bilgisini bulabilirler.

MANZARAYA BAKMAYA DOYAMIYORUM

ALINCA’DAN ISSIZ KUMSAL

Daha önce konaklama bilgileri üzerine bölgede çalışmalar yaparken Gey parkurunu yürümüştük. Şimdiki yürüyüşümümde web sitesinin antik kentler sayfasında kullanmak üzere Sdyma kalıntılarını fotoğraflamak istediğimden Boğaziçi yönüne doğru rotamı belirliyorum. Tarlalar arasından yürüyorum ve bu yol beni asfalta çıkarıyor. Daha önce bahsettiğim Alınca sonrası asfalt yoldan devam etseydim geldiğim bu noktada parkur birleşecekti. Yol oldukça kısalacaktı ama bunca aldığım notlardan ve çektiğim muhteşem fotoğraflardan mahrum kalacaktım.

ARKADA YEDİBURUNLAR

BU PARKUR HİÇ BİTMESİN İSTEDİM

Halimden biraz yorulmuş olsam da memnunum. Asfalt yola alışkın olmayan ayaklarım uzun süre bu asfalt yolu takip ettikten sonra Boğaziçi köyüne ulaşıyorum. Yol üzerinde düzenli bir köy burası. Burada ufak tefek ihtiyaçlarınızı karşılayacağınız bir market var. Bir süre dinlendikten sonra ve kısa bir soğuk içecek molasından sonra, marketin hemen önünde ki sponsor likya tabelasının gösterdiği yönde dere yatağına doğru ilerliyorum.

SPONSOR İŞARETLER

BOĞAZİÇİ KÖYÜNDE ÇOCUKLAR

Uzaktan market sahibi eliyle bana gideceğim istikameti gösteriyor. Sidyma yolu yürüdüğüm en güzel parkurlardan biri diyebilirim. Yol boyu çiçekler ve keçiler eşliğinde hafif bir tırmanışla ilerliyorum. Yol o kadar güzel ki bir ara video kameramı açıp çekim yapıyorum ve yolun bir kısmını yürüyerek kaydediyorum. İlkbahar aylarında parkurun bu bölümünde yürürken büyük keyif alırsınız. Bir süre sonra yol üzerinde Cemil Bey ile tanışıyorum. Kendisi Sidyma köyünde ikamet ediyor, kendisiyle sohbet ediyoruz. Sydma'ya ulaşınca evine davet ediyor. Uğrayacağımı söyleyip, yola devam ediyorum.

BOĞAZİÇİ KÖYÜNE DOĞRU

SIDYMA’YA ÇIKARKEN

Ve antik Sidyma kendinin kalıntılarına ulaşıyorum. Geniş bir alana yayılmış kalıntılar var. Lahitler ve yapılar sağlam ve tahrip olmamış olsa da, kalıntıların arasında biraz mesafe var. Fotoğraf çekimlerimi yaparken ve notlarımı alırken Cemil Bey ile tekrar karşılaşıyorum. Bana evini tekrar tarif ediyor. Ve bu civarda ki kamp kurulabilecek yerleride gösteriyor.Kalıntılar köyün hemen yanıbaşında bulunuyor. Hatta köy evlerinin temelinde ne yazık ki, antik kalıntılar kullanılmış.

ANNE KEÇİ VE YAVRUSU..

SIDYMA ÖNCESİ SON MOLA

Fotoğraf çekimi sonrası Cemil Bey’in evinin orada dinlenirken dört İngiliz turistte ufukta beliriyor. Cemil Bey’in eşi bahçeye yemekleri hazırlarken bende turistlerle sohbet ediyorum. Menüde yaprak sarma, pilav, mücver ve salata var. Buraya yolunuz düştüğünde mutlaka uğrayın derim. Turistler bana çok yorgun olduklarını Akbel’e gitmek istediklerini Cemil Bey’in araçla kendilerini götürmesini ve ne kadar ücret ödeyeceklerini soruyor. Cemil Bey’in 150 TL’lik teklifini çok bulan turistlerle Cemil Bey arasında pazarlık yapıp 70 TL ye pazarlığı bağlıyorum. Anlayacağınız İngiliz kafile ile bayağı kaynaştık. Kısa bir video çekimi sonrası herkesle vedalaşıp Bel köyüne doğru yola çıkıyorum.

SIDYMA ANTİK KENTİ KALINTILARI

SIDYMA ANTİK MEZARLAR

Köy yolundan devam edince yol ilerde sola doğru dere yatağına dönüyor. Hafif yukarı eğimli dere yatağından 1 saat kadar ilerledikten sonra dere yatağı sizi toprak yola çıkarıyor. Yol boyunca işaret problemi yaşamadım. Bir süre toprak yolda ilerledikten sonra işaretler kayboluyor, geriye dönüp dikkatlice bakınırken sol tarafta yıkılmış babaları fark ediyorum ve işaretler ormanın içinden sizi diğer bir toprak yola çıkarıyor. Yolun sonunda sponsor tabela sizi karşılıyor zaten. Parkurlar hakkında detaylı bilgileri rehber kitabımızda açıklayacağız.

İŞARET SORUNU YAŞADIĞIM BEL ÖNCESİ

SIDYMA ÇIKIŞI

Ama sorun şu ki telefon direği üzerinde ki işaretler yolun tel örgüyle çevrili tarlanın yanından gideceğini gösterse de bu dar yola girdiğimde uzun süre işarete rastlamıyorum ve yol gittikçe darlaşıyor. Tereddüt edip geri dönüp bir süre işaretin olduğu kısımda bekledim. Yoldan sormak için geçen biri olmayınca azimle o dar tel örgülü yola devam ettim ve ilk işaret 300 mt sonra karşıma çıktı. Burada 1 saate yakın zaman kaybettiğimden duyarlılık gösterip geri döndüm ve işaret olmayan yerlere benden sonra yürüyecekler için babalar yaptıktan sonra gerekli notlarımı alıp yola devam ediyorum.

BEL YOLUNDAYIM

SPONSOR TABELA

Yürüdüğüm en ilginç ve en ıssız yollardan biriydi diyebilirim. Muhtemelen bu yolu yürüyenler hep bu noktada takıldığından olsa gerek patikadan çok kimsenin geçmediği belli oluyor.Kısa bir uyarı video çekimi sonrası yosun tutmuş büyük kayaların arasından yol beni geniş bir düz ovaya çıkardı. Bir kaç heybetki ağacın bulunduğu bu düz alanda çekirge sürüsü dikkatimi çekti. Her sene tekrarlanan bir durum mu bilemiyorum ama alerjisi veya korkusu olanların bilgisi olsun diyelim.

BİRAZ AĞIR KALSADA YOL ARKADAŞIM

BEL ÖNCESİ SON PATİKALAR

İşaretleri takip ederek ağaçların yanından, çekirge sürülerinin arasından devam eden bu yol beni kaplumbağası bol bir toprak yola çıkardı. Kısa bir yürüyüşten sonra Bel köyünün ilk evlerinin arasından köye giriş yaptım. Tabelasını göreceğiniz üzere Gey parkuru ile Boğaziçi parkuru bu köyde birleşiyor. Köye ulaştığımda saat 17.30 civarındaydı. Eğer çadır kamp kurmayacaksanız köy evlerinde küçük bir ücret karşılığı kalabiliyorsunuz. Ben çadır kurmak için yer tercihimi köyün terkedilmiş okulunun bahçesi olarak belirledim.

BEL KÖYÜ GÖRÜNÜŞ

OSMAN BEY VE EŞİ FATMA HANIM

Köy okulu artık kullanılmıyormuş. Köylülerle kısa bir sohbetten sonra aldığım davet üzerine köy sakinlerinden Osman Aslan’ın evine akşam çayı için misafir oldum. Osman Bey ve eşi Fatma Hanım çok sıcakkanlı insanlar, çay  yanında Fatma Ablamın börekleri akşam yemeği yerine geçti diyebilirim. Sohbet sonrası küçük oğulları Ramazan ile bir satranç maçı bile yaptık. Ramazan matematik zekası oldukça iyi bir çocuk, burada konaklayan 70-80 turistle satranç oynamış henüz mağlubiyeti yokmuş. Ramazan’a üzülerek de olsa ilk mağlubiyeti yaşatmak bana nasip oldu. Evlerinde kalmamda ısrar etseler de kibarca geri çevirdim. Soğuk olur diye battaniye ve yastık tekliflerini ise kabul ederek çadırıma gittim.

BEL KÖYÜNCE UZUN YILDIZ POZLAMAM

İLK DENEMEMDE BAŞARISIZ OLDUM

Bir süre çadırımın yanında sessizliği ve huzuru dinlerken, yıldızların çok berrak oluşu dikkatimi çekti ve gökyüzünün berraklığından dolayı hep çekmek istediğim uzun yıldız pozlaması yapmaya karar verdim. Kuzey yıldızını bularak her biri 45 dakika süren iki pozlama yaptım. Pozlamalar devam ederken, gün boyu notlarını aldığım parkur bilgilerini düzenledim. Pozlama bittiğinde fotoğraf makinamın ekranında gördüğüm, yıldız şölenini andıran fotoğrafları çekmiş olmanın mutluluğu ile huzurlu bir uykuya dalıyorum.