"Geçmişte Likya Coğrafyası ve Günümüz Karşılaştırması Yazı Dizisi 4. Bölüm"
Texier der ki ; “Hiçbir araştırma yapılmayacak olsa bile, Patara’dan Sevedo körfezine ( Kaş Körfezine ) kadar olan bu kıyıyı, yakından dolaşmak kadar önemli ve meraklı bir gezi yoktur.” Batıdan doğuya doğru kaleme aldığım Likya coğrafyası üzerine bu 4. yazımızda kaldığımız yerden yani Patara’dan Kaş’a kadar uzanacağız. Büyük İskender zafer yürüyüşünde ayak izlerini bıraktığı kent; Patara..Aziz Nicolas’ın yani bilinen adıyla Noel Baba’nın doğduğu kent; Patara…
Mitelojide bu kentin Apollon’un Lycia’dan olma oğlu Patarus tarafından kurulduğu düşünülür. Bugünkü Avrupa Birliği yapısının ilk örneği bu kentte Likya birliği adıyla kuruldu. Roma döneminde ise çok işlek bir liman olarak bilindi. Yakılıp yıkılması sonrası Ptolemee tarafından tekrar onarıldı ve bir süre Rum krallarının tersanesi olarak yaşadı Patara. Eski dönemlerde günümüzde ki kum tepecikleri yoktu Patara’da ve koy denizden karaya doğru 2-3 km kadar içeriye uzanıyordu. Ksantos Nehri’nin bir kolunun Patara Limanı’nı kumla doldurduğu muhtemeldir.
Bu bölgeye dair ilk yazılı keşif ve araştırma gezileri Yüzbaşı Beaufort ve Spratt tarafından yapıldığı anlaşılıyor. Daha sonraları Texier ve Fellows’unda ziyaret ettiği biliniyor.Yazı dizimizin konusu geçmişten günümüze Likya gezginleri ve karşılaştırması olduğundan kentin mimarisine değinmeyeceğim, okuyucu bu bilgilere her yerde ulaşabilir. Texier bu bölgede keşif yaparken yaşadığı zorlukları kendi cümlelerinden okuyalım. “Mide bulandırıcı bir bataklık oluşturan limanın diğer yakasına ulaştık. Patara harabelerini gezmek için en uygun mevsimi seçmek kolay değil. Kışın günler kısa, yoğun yağmurlu ve sular yükseliyor. Yazın sivrisinek, miyazma ve sarmaşık gibi olumsuzluklar bir araya gelir.”
Texier’in 1834 ve 1836 yıllarında yaptığı bu gezilerinde Kaş’a kadar karadan çok zorlandığı ve arazi yapısından çok şikayet ettiği görülüyor. Bu yüzden deniz yolunu tercih etmiş ve karaya çıkılıcak noktalarda gemiden inerek yürümeye devam etmiş. Kendi notlarında zaman zaman bazı kısımları deniz yoluyla geçerek notlarına şöyle yazmış. “ Böyle bir gezi her türlü araştırma imkanını kolaylaştırıyor ayrıca insan göçebelerinin kıt yiyeceklerine ve uçurumlara düşme tehlikesini bertaraf ediyor. Bu bölgeye ülke yararına halk yerleşiyor ama sürekli olarak geçmişin değerli kalıntılarını tahrip edip kendilerine evler yapıyorlar” Texier’in eski yapıları yıkmak evler yapmak eleştirisine katılmakla beraber, yörüklerin veya göçebelerin az da olsa yiyeceklerini Texier’le paylaşmalarına rağmen kendisinin bu nankörlüğü de yakışık almamış.
Kaş tarihini incelediğimde Strabon ve Pline bu kentin Antiphellos olarak sadece adından söz ediyorlar. Aslında şehrin eski adı Habessus olarak geçiyor. Fakat daha sonra değineceğim Phellos kentinin karşısında yer aldığından karşı anlamında Antiphellos ismi verilmiştir. Bu kentin tarihte ticaret için ambar ve tahil deposu olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Texier notlarında Kaş kalesinden, yıkılan surlar ve kale kapısından bahsediyor. Kaş ile ilgili yaptığım gravür çizim karşılaştırmalarında aslında Kaş merkezinin paylaştığım gravürde de görüldüğü gibi mezarlık olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Bölge eski gezginlerinin Sevedo ve Vathy adıyla andıkları doğal iki limana sahiptir. Adanın karşısında ki Meis adası Ceneviz, Venedik, Rodos şövalyeleri döneminde dinlenme yeri olarak kullanılırdı hatta adada güvenlik için kale dahi yapmışlardır.
Fethiye (Telmissus / Macri)
Ocak 2023
Li̇kya’da Ksanthos Vadi̇si̇ Ve Ksanthos Kenti̇
Eylül 2022
Li̇kya’da Üç Kardeş; Tlos, Pinara, Sydma.
Eylül 2022
Kaş’tan Phellos’a Doğru
Ocak 2023
Aperlae’den Üç Kapili Cennet Kekova’ya…
Ocak 2023
Likya'lılar ve Luvi Dili ve Türkçe Benzerlikler
Eylül 2021